Mikrobiyoloji - mikroorganizmalar

Prokaryot ve ökaryot hücre tipi




prokaryot ve ökaryot, virsuler, bakteriler , algler, arkeler, mantarlar, bitkiler ve ayvanlar alemi



Prokaryot hücreler, çekirdek zarı ve zarlı organelleri olmayan, basit yapılı hücrelerdir. Genetik materyalleri sitoplazmada serbest halde bulunur ve genellikle tek bir dairesel DNA molekülü şeklindedir. Prokaryotik hücreler, bakteriler ve arkeler olmak üzere iki ana gruba ayrılır.

Prokaryot Hücrelerin Genel Özellikleri:
  • Çekirdek Zarı Yoktur: Genetik materyal (DNA), sitoplazmada dağınık halde bulunur ve çekirdek zarı ile çevrili değildir. Bu bölgeye nükleoid denir.
  • Zarlı Organeller Yoktur: Mitokondri, endoplazmik retikulum, golgi aygıtı, lizozom gibi zarlı organeller prokaryot hücrelerde bulunmaz.
  • Ribozomlar Daha Küçüktür: Prokaryot hücrelerdeki ribozomlar, ökaryot hücrelerdeki ribozomlardan daha küçüktür (70S).
  • Hücre Duvarı Farklıdır: Prokaryot hücrelerin hücre duvarı, ökaryot hücrelerinkinden farklı bir yapıya sahiptir. Bakterilerin hücre duvarı peptidoglikandan oluşurken, arkelerin hücre duvarı farklı bileşenlere sahiptir.
  • Boyutları Daha Küçüktür: Prokaryot hücreler, ökaryot hücrelere göre daha küçüktür (genellikle 1-10 mikrometre).
  • Basit Yapılıdırlar: Prokaryot hücreler, ökaryot hücrelere göre daha basit bir yapıya sahiptir.

Prokaryot Hücre Örnekleri:
  • Bakteriler: Escherichia coli (E. coli), Salmonella, Staphylococcus aureus, Streptococcus pneumoniae gibi birçok bakteri türü prokaryot hücre yapısına sahiptir.
  • Arkeler: Metanojenler (metan üreten arkeler), halofiller (tuzlu ortamlarda yaşayan arkeler), termofiller (sıcak ortamlarda yaşayan arkeler) gibi arkeler, prokaryot hücre yapısına sahip diğer bir gruptur.

Prokaryot Hücrelerin Önemi:
  • Prokaryot hücreler, doğadaki madde döngülerinde, besinlerin ayrıştırılmasında, bazı vitaminlerin sentezinde ve bağışıklık sisteminin gelişmesinde önemli rol oynarlar. Ayrıca, biyoteknoloji ve endüstriyel uygulamalarda da kullanılırlar. Ancak, bazı prokaryotlar insanlarda, hayvanlarda ve bitkilerde hastalıklara neden olabilirler.


Ökaryot hücreler, zarla çevrili bir çekirdeğe ve zarlı organellere sahip, karmaşık yapılı hücrelerdir. Genetik materyalleri (DNA) çekirdek içinde bulunur ve doğrusal kromozomlar halindedir. Ökaryot hücreler, hayvanlar, bitkiler, mantarlar ve protistler gibi çok çeşitli organizmalarda bulunur.

Ökaryot Hücrelerin Genel Özellikleri:
  • Çekirdek Zarı Vardır: Genetik materyal (DNA), çekirdek zarı ile çevrili bir çekirdek içinde bulunur.
  • Zarlı Organeller Vardır: Mitokondri, endoplazmik retikulum, golgi aygıtı, lizozom, kloroplast (bitki hücrelerinde) gibi zarlı organeller bulunur.
  • Ribozomlar Daha Büyüktür: Ökaryot hücrelerdeki ribozomlar, prokaryot hücrelerdeki ribozomlardan daha büyüktür (80S).
  • Hücre Duvarı Farklıdır veya Yoktur: Bitki ve mantar hücrelerinde selüloz veya kitin yapılı hücre duvarı bulunurken, hayvan hücrelerinde hücre duvarı yoktur.
  • Boyutları Daha Büyüktür: Ökaryot hücreler, prokaryot hücrelere göre daha büyüktür (genellikle 10-100 mikrometre).
  • Karmaşık Yapılıdırlar: Ökaryot hücreler, prokaryot hücrelere göre daha karmaşık bir yapıya ve işlevlere sahiptir.

Ökaryot Hücre Örnekleri:
  • Hayvan Hücreleri: Sinir hücreleri, kas hücreleri, kan hücreleri, deri hücreleri gibi vücudumuzdaki tüm hücreler ökaryot hücrelerdir.
  • Bitki Hücreleri: Yaprak, kök, gövde gibi bitki kısımlarındaki hücreler ökaryot hücrelerdir.
  • Mantar Hücreleri: Mantarların hif adı verilen ipliksi yapılarını oluşturan hücreler ökaryot hücrelerdir.
  • Protistler: Amip, paramesyum, öglena gibi tek hücreli canlılar ökaryot hücre yapısına sahiptir.

Ökaryot Hücrelerin Önemi:
  • Ökaryot hücreler, çok hücreli organizmaların yapısını oluşturur ve karmaşık yaşam formlarının temelini oluşturur. Bu hücreler, özelleşmiş organelleri sayesinde farklı işlevleri yerine getirebilir ve organizmanın hayatta kalması için gerekli olan metabolik süreçleri gerçekleştirir.
prokaryot ökaryot ayrımı


taksonomi

Taksonomi, canlı organizmaları sınıflandırma, tanımlama ve adlandırma bilimidir. Bu bilim dalı, canlıların çeşitliliğini anlamayı, düzenlemeyi ve bu bilgileri bilimsel çalışmalarda kullanmayı amaçlar. Biyolojik taksonomi, canlıları benzer özelliklerine göre gruplandırarak, türler arasındaki ilişkileri ortaya koyar.

Biyolojik Taksonominin Önemi:

  • Biyolojik Çeşitliliğin Anlaşılması: Taksonomi, dünya üzerindeki canlı türlerinin sayısını, dağılımını ve çeşitliliğini belirlemeye yardımcı olur. Bu sayede, biyolojik çeşitliliğin korunması ve sürdürülebilir kullanımı için gerekli önlemler alınabilir.
  • Evrimsel İlişkilerin Ortaya Konması: Canlılar arasındaki evrimsel ilişkileri inceleyerek, canlıların ortak atalarını ve nasıl çeşitlendiklerini anlamamızı sağlar. Bu bilgi, evrim teorisinin anlaşılması ve desteklenmesi için önemlidir.
  • Bilimsel İletişimin Kolaylaştırılması: Taksonomi, canlılara evrensel olarak kabul gören bilimsel isimler vererek, farklı dilleri konuşan bilim insanları arasındaki iletişimi kolaylaştırır. Bu sayede, bilimsel çalışmalar daha etkin bir şekilde yürütülebilir.
  • Uygulamalı Bilimlere Katkı Sağlanması: Tarım, tıp, eczacılık, biyoteknoloji gibi birçok alanda taksonomi bilgisi kullanılır. Örneğin, yeni ilaçların geliştirilmesinde, zararlı organizmalarla mücadelede ve biyolojik çeşitliliğin korunmasında taksonomiye başvurulur.
  • Eğitim ve Farkındalık: Taksonomi, canlıların çeşitliliği ve sınıflandırılması hakkında bilgi sahibi olmamızı sağlayarak, doğaya ve çevreye karşı daha duyarlı olmamızı sağlar.

Biyolojik Taksonomi Hiyerarşisi:

Biyolojik taksonomi, canlıları hiyerarşik bir sistem içinde sınıflandırır. Bu hiyerarşide, en geniş gruptan en dar gruba doğru sırasıyla şu kategoriler bulunur:
  • Alem - kingdom
    • Canlıların sınıflandırılmasındaki en genel kategorilerden biridir. Aynı aleme ait canlılar, temel hücresel yapıları, beslenme biçimleri ve yaşam döngüleri gibi daha genel özelliklere göre gruplandırılır. Örneğin, hayvanlar (Animalia) alemi, çok hücreli, ökaryotik ve heterotrof (besinlerini dışarıdan hazır alan) canlıları içerir.
  • Şube - phylum
    • Birbirleriyle akraba olan sınıfların oluşturduğu gruptur. Aynı şubeye ait sınıflar, daha genel ortak özelliklere sahiptir. Örneğin, kordalılar (Chordata) şubesi, memeliler, kuşlar, sürüngenler, amfibiler ve balıklar gibi omurgalı hayvanları ve bazı omurgasızları içerir. Kordalıların ortak özellikleri arasında sırt ipliği (notokord), sinir şeridi, yutak yarıkları ve kuyruk bulunması yer alır.
  • Sınıf - class
    • Birbirleriyle akraba olan takımların oluşturduğu gruptur. Aynı sınıfa ait takımlar, ortak özelliklere sahiptir. Örneğin, memeliler (Mammalia) sınıfı, etçiller, kemiriciler, primatlar, yarasa gibi farklı takımları içerir. Memeliler sınıfının ortak özellikleri arasında meme bezleri, kıl veya tüy, sıcakkanlılık, akciğerlerle solunum yer alır.
  • Takım - order

  • Aile - family

  • Cins - genus

  • Tür - species 
Biyolojik taksonomi, canlıların sınıflandırılması ve adlandırılması için bilimsel bir temel oluşturur. Bu sayede, canlıların çeşitliliği ve evrimsel ilişkileri hakkında daha iyi bilgi sahibi olabilir ve bu bilgileri farklı alanlarda kullanabiliriz.

taksonomik sınıflandırma


Mikroorganizmalarda taksonomi

Mikroorganizmaların sınıflandırılması, geleneksel fenotipik yöntemlerin yanı sıra, son yıllarda ribozomal RNA (rRNA) sekans analizi gibi moleküler yöntemlerle de yapılmaktadır. rRNA sekans analizi, mikroorganizmalar arasındaki evrimsel ilişkileri daha doğru bir şekilde ortaya koyarak, geleneksel sınıflandırmadan farklı sonuçlar elde edilmesini sağlamıştır.

Bu analizler sonucunda, mikroorganizmalar üç ana gruba ayrılmıştır:
  • Bakteriler (Bacteria): Eskiden eubakteriler olarak adlandırılan bu grup, prokaryotik hücre yapısına sahip, çeşitli metabolik özelliklere ve yaşam alanlarına sahip mikroorganizmaları içerir. Çoğu bakteri, peptidoglikan içeren hücre duvarına sahiptir ve çeşitli şekillerde (çubuk, küre, spiral vb.) bulunabilirler.
  • Arkeler (Archaea): Eskiden arkeabakteriler olarak bilinen bu grup da prokaryotik hücre yapısına sahiptir, ancak bakterilerden farklı olarak hücre duvarlarında peptidoglikan bulunmaz. Arkeler, ekstrem koşullarda (sıcak su kaynakları, tuz gölleri, asidik ortamlar vb.) yaşayabilen türleri de içeren çeşitli metabolik özelliklere sahiptir.
  • Ökaryotlar (Eukarya): Bu grup, zarla çevrili çekirdeğe ve zarlı organellere sahip ökaryotik hücre yapısına sahip organizmaları içerir. Hayvanlar, bitkiler, mantarlar ve protistler bu gruba dahildir. Ökaryotların genetik materyali (DNA), çekirdek içinde doğrusal kromozomlar halinde bulunur.
rRNA sekans analizi, mikroorganizmaların evrimsel ilişkilerini daha iyi anlamamızı sağlamış ve yaşamın üç temel domainini (Bacteria, Archaea, Eukarya) ortaya çıkarmıştır. Bu yeni sınıflandırma sistemi, mikroorganizmaların çeşitliliğini ve evrimini daha doğru bir şekilde yansıtmaktadır.

Bakteriler

İki farklı mikroorganizma türü arasındaki evrimsel uzaklık, her iki türde bulunan ortak kökenli (homolog) makromoleküllerdeki nükleotid veya amino asit dizilimlerindeki farklılıklar (sekans farkı) ile ölçülür. Bu farklılıklar, ortak atanın DNA'sında zamanla biriken ve kalıcı hale gelen mutasyonların sayısı ile doğru orantılıdır. Başka bir deyişle, homolog makromolekülleri kodlayan DNA dizilimlerindeki değişiklikler, evrimsel süreçte meydana gelen mutasyonların bir yansımasıdır.

Farklı popülasyonlarda meydana gelen mutasyonlar kalıcı hale geldikçe, bu popülasyonlar arasında biyolojik farklılıklar ortaya çıkar ve bu farklılıklar zamanla türleşmeye yol açabilir. Bu nedenle, mikroorganizmaların evrimsel ilişkilerini anlamak için homolog makromoleküllerdeki sekans farklılıklarının analizi önemli bir araçtır.

Mikroorganizmalar arasındaki evrimsel ilişkileri belirlemek ve bu bilgiyi teşhis amaçlı kullanabilmek için doğru moleküllerin diziliminin (sekans tayini) yapılması önemlidir. Bu analizlerde, ölçülen filogenetik mesafe (evrimsel uzaklık) arttıkça, dizilimin değişme hızı azalır.

Evrimsel ilişkilerin incelenmesinde, protein sentezindeki kritik rolleri nedeniyle ribozomal RNA'lar (rRNA) sıklıkla kullanılır. rRNA'lar, evrimsel süreçte oldukça iyi korunmuş, yani dizilim bakımından benzerlik gösteren moleküllerdir. Bu özellikleri sayesinde, geniş bir filogenetik yelpazede (çeşitli canlı grupları arasında) evrimsel ilişkileri incelemek için idealdirler:
  • Tarihî moleküllerdir: Canlılığın erken dönemlerinden beri var oldukları için evrimsel süreç hakkında bilgi verirler.
  • Fonksiyonları sabittir: Protein sentezindeki rolleri değişmediği için evrimsel karşılaştırmalar için güvenilirdirler.
  • Geniş yayılım gösterirler (üniversal): Hemen hemen tüm canlılarda bulundukları için farklı türler arasında karşılaştırma yapmayı mümkün kılarlar.
  • Geniş filogenetik mesafeler arasında iyi korunurlar: Dizilimleri, uzak akraba türler arasında bile belirgin bir benzerlik gösterir.
Bu nedenle, iki canlı arasındaki evrimsel ilişki, rRNA dizilimleri arasındaki benzerlik derecesine bakılarak değerlendirilebilir. rRNA dizilimlerindeki benzerlik ne kadar yüksekse, bu iki canlının ortak bir atadan daha yakın zamanda ayrıldığı ve evrimsel olarak daha yakın olduğu sonucuna varılabilir.

Bakterilerin Yapısı (Morfoloji):


1. Hücre Duvarı:
  • Sert bir yapı olup, sitoplazma zarına destek sağlar ve hücreyi ozmotik basınç değişikliklerine karşı korur.
  • Bakterilerin şeklini belirler ve korur.
  • Bakteri türlerine göre farklı yapıda olabilir (Gram pozitif ve Gram negatif).

2. Sitoplazmik Membran (Hücre Zarı):
  • Hücrenin içini dış ortamdan ayıran seçici geçirgen bir yapıdır.
  • Lipid ve proteinlerden oluşur.
  • Bakteri ve ökaryotlarda lipitler ester bağıyla, arkelerde ise eter bağıyla birleşir.
  • Madde alışverişini, enerji üretimini ve bazı metabolik reaksiyonları düzenler.

3. Ribozomlar:
  • Protein sentezinden sorumlu organellerdir.
  • Prokaryotik ribozomlar (70S), ökaryotik ribozomlardan (80S) daha küçüktür.
  • Bakteriyel enfeksiyonların tedavisinde hedef alınabilirler.

4. İnklüzyon Cisimcikleri (Depo Granülleri):
  • Karbon (C), azot (N), kükürt (S) ve fosfor (P) gibi elementlerin bileşiklerinden oluşan depo maddelerini içeren yapılardır.
  • Bakterilerin enerji ve besin ihtiyacını karşılamak için kullanılırlar.

5. Nükleoid:
  • Bakterilerde gerçek bir çekirdek bulunmaz.
  • Tek bir dairesel DNA molekülü, nükleoid adı verilen bir bölgede yoğunlaşmıştır.
  • Nükleoid, ökaryotlardaki kromozomlara benzer işlev görür.

6. Flagellum (Kamçı):
  • Bazı bakterilerde hareketi sağlayan uzun, ince, ipliksi yapılardır.
  • Sayıları ve dizilişleri türe göre değişebilir.
  • Bu temel yapılar dışında, bazı bakterilerde kapsül, pilus (fimbriya), plazmit gibi ek yapılar da bulunabilir. Bu yapılar, bakterilerin farklı ortamlara uyum sağlamasına, enfeksiyon oluşturmasına veya diğer bakterilerle etkileşime girmesine yardımcı olur.

Prokaryotlarda (bakteriler ve arkeler) ribozomların yapısında üç farklı tipte ribozomal RNA (rRNA) molekülü bulunur: 5S, 16S ve 23S. Bu rRNA'lar, protein sentezi için gerekli olan ribozomların oluşumunda kritik bir rol oynarlar.

Özellikle 16S (yaklaşık 1500 nükleotid) ve 23S (yaklaşık 3000 nükleotid) rRNA'lar, evrimsel süreçte oldukça iyi korunmuş bölgeler içerirler. Bu bölgelerdeki nükleotid dizilimleri, bakteriler, mantarlar, bitkiler, hayvanlar ve hatta kloroplast ve mitokondri gibi farklı organizmalarda bile büyük benzerlik gösterir. Bu korunmuşluk, ribozomun işlevi için hayati öneme sahip olduklarını düşündürmektedir.

16S ve 23S rRNA'lardaki bu korunmuş bölgeler, ribozomun yüzeyinin haritasını çıkarmak ve farklı organizmalar arasındaki evrimsel ilişkileri belirlemek için kullanılabilir. Ayrıca, bu bölgelerdeki nükleotid dizilimlerindeki farklılıklar, bakterilerin tanımlanması ve sınıflandırılması için de önemli bir araçtır.

16S rRNA, ribozomun küçük alt biriminde bulunan ve protein sentezi sırasında tRNA'ların antikodon bölgeleriyle doğrudan etkileşime giren önemli bir moleküldür. Bu molekülde meydana gelen mutasyonlar, protein sentezinin doğruluğunu ve etkinliğini etkileyebilir.

16S rRNA'nın korunmuş bölgeleri, tüm canlılarda ortak olan temel işlevleri yerine getirmesi açısından önemlidir. Ancak, bu bölgelerin dışındaki kısımlarda, farklı organizma grupları arasında evrimsel ilişkileri belirlemeye yarayan yeterli sekans farklılıkları bulunur.

16S rRNA'nın deneysel çalışmalarda kullanımı oldukça yaygındır. Diğer rRNA moleküllerine göre daha kolay izole edilebilir ve analiz edilebilir olması, bu molekülü mikroorganizmaların tanımlanması ve sınıflandırılması için ideal bir araç haline getirir.

Ayrıca, 16S rRNA'nın belirli bölgelerinde, belirli organizma gruplarına özgü "imza sekansları" adı verilen kısa nükleotid dizilimleri tespit edilmiştir. Bu imza sekansları, farklı bakteri türlerinin tanımlanmasında ve filogenetik ilişkilerinin belirlenmesinde moleküler işaretler olarak kullanılır.


Bakterilerin şekilleri

Bakteriler, şekil ve büyüklükleri gibi karakteristik özelliklere sahiptir. Bu özellikler, bakterilerin tanımlanması ve sınıflandırılması açısından önemlidir. Klinik pratikte, bazı enfeksiyon hastalıklarının teşhisinde kültür sonuçlarının elde edilmesi zaman alabileceğinden, hekimler, hastadan alınan örneğin direkt olarak boyanarak mikroskop altında incelenmesiyle bakterilerin morfolojik özelliklerini ve boyanma karakteristiklerini değerlendirebilirler. Bu hızlı değerlendirme, hekimin, kültür sonuçlarını beklemeden ampirik (deneysel) antibiyotik tedavisine başlamasına olanak tanır. Böylece, enfeksiyonun ilerlemesi önlenir ve tedaviye erken başlanması sağlanır.

Bakteriler, mikroskobik canlılar olup çeşitli şekillerde bulunurlar. Temel bakteri şekilleri şunlardır:
  • 1-Koklar (Coccus): Küresel veya yuvarlak şekilli bakterilerdir. Bölünme sonrası hücrelerin birbirine göre diziliş şekline göre farklı alt gruplara ayrılırlar (örn. diplokok, streptokok, stafilokok).
  • 2-Basiller (Bacillus): Çubuk şeklindeki bakterilerdir. Boyları enlerinden daha fazladır. Bazıları uzun ve ince, bazıları kısa ve kalın olabilir.
  • 3-Spiriller (Spirillum): Sert, spiral şekilli bakterilerdir. Kıvrımlı yapıları sayesinde hareket edebilirler.
  • 4-Spiroketler (Spirochete): Esnek, spiral şekilli bakterilerdir. Diğer spiral bakterilerden farklı olarak, bükülebilir ve hareketlidirler.
  • 5-Pleomorfik Bakteriler: Belirli bir şekli olmayan, farklı şekillerde görülebilen bakterilerdir. Çevre koşullarına veya yaşam döngüsünün farklı evrelerine bağlı olarak şekil değiştirebilirler.

Bu temel şekiller dışında, bazı bakteriler virgül şeklinde (vibrio), yıldız şeklinde (stella) veya kare şeklinde (haloarcula) gibi daha nadir görülen şekillere de sahip olabilirler. Bakterilerin şekilleri, tanımlanmaları ve sınıflandırılmaları için önemli bir özelliktir.

1-Koklar

Koklar, küresel veya yuvarlak şekilli, hareketsiz bakterilerdir. Bölünme sonrası hücrelerin birbirlerine göre diziliş şekillerine göre farklı isimler alırlar:
  • Diplokoklar (Diplococcus): İkişer ikişer yan yana dizilmiş koklardır. Örnek: Streptococcus pneumoniae (pnömoniye neden olan bakteri)
  • Streptokoklar (Streptococcus): Zincir şeklinde dizilmiş koklardır. Örnek: Streptococcus pyogenes (boğaz enfeksiyonuna neden olan bakteri)
  • Stafilokoklar (Staphylococcus): Üzüm salkımı gibi düzensiz kümeler oluşturan koklardır. Örnek: Staphylococcus aureus (cilt enfeksiyonları, gıda zehirlenmesi gibi çeşitli hastalıklara neden olan bakteri)
  • Tetrakoklar (Tetracoccus): Dörtlü gruplar halinde dizilmiş koklardır. Örnek: Micrococcus luteus (ciltte ve mukozada bulunan bir bakteri)
Bu farklı dizilim şekilleri, bakterilerin tanımlanması ve sınıflandırılmasında önemli bir özelliktir. Ayrıca, bazı bakterilerin hastalık yapma potansiyeli ve tedaviye yanıtı, dizilim şekillerine bağlı olarak değişebilir.

2-Basiller

Basiller, çubuk şeklinde olan bakteri türleridir. Genellikle tek tek veya zincirler halinde bulunurlar. Bazı basiller türleri spor oluşturma yeteneğine sahiptir, bu da onların zorlu koşullarda hayatta kalmalarını sağlar. Gram pozitif veya Gram negatif olabilirler.

Bazı Önemli Bacillus Türleri:
  • Bacillus subtilis: Toprakta yaygın olarak bulunan, zararsız bir basildir. Endüstriyel enzim üretiminde ve probiyotik olarak kullanılır.
  • Bacillus cereus: Gıda zehirlenmesine neden olabilen bir basildir. Özellikle pişmemiş veya yetersiz pişirilmiş pirinç ve tahıl ürünlerinde bulunur.
  • Bacillus anthracis: Şarbon hastalığına neden olan tehlikeli bir basildir. Biyolojik silah olarak kullanılma potansiyeli nedeniyle endişe yaratır.
  • Bacillus thuringiensis: Böcek larvalarını öldüren bir toksin üreten bir basildir. Biyolojik böcek ilacı olarak kullanılır.

Basillerin Genel Özellikleri:
  • Şekil: Çubuk şeklinde
  • Gram Boyanma: Gram pozitif veya Gram negatif
  • Spor Oluşumu: Bazı türlerde bulunur
  • Habitat: Toprak, su, hava, bitkiler, hayvanlar ve insanlar dahil olmak üzere çeşitli ortamlarda bulunabilirler.
  • Metabolizma: Çeşitli metabolik özelliklere sahip olabilirler (aerobik, anaerobik, fakültatif anaerobik).

3-Spiriller

Spiriller, spiral veya kıvrımlı şekle sahip bakterilerdir. Bu şekil, onlara hareketlilik avantajı sağlar ve genellikle sucul ortamlarda bulunurlar. Çoğu spiril, Gram negatiftir ve kamçıları sayesinde hareket ederler.

Spirillerin Genel Özellikleri:
  • Şekil: Spiral veya kıvrımlı
  • Gram Boyanma: Genellikle Gram negatif
  • Hareket: Kamçıları sayesinde hareketlidirler
  • Habitat: Genellikle sucul ortamlarda bulunurlar
  • Metabolizma: Çeşitli metabolik özelliklere sahip olabilirler (aerobik, mikroaerofilik veya anaerobik)

Spiril Örnekleri:
  • Spirillum volutans: Büyük, serbest yaşayan bir spirildir. Mikroskop altında kolayca gözlemlenebilir.
  • Campylobacter jejuni: Gıda zehirlenmesine neden olan yaygın bir patojendir.
  • Helicobacter pylori: Mide ülserleri ve gastrite neden olan bir bakteridir.

Spirillum volutans Hakkında Detaylı Bilgi:
  • Morfoloji: Büyük, spiral şekilli, çok sayıda kamçıya sahip bir bakteridir.
  • Habitat: Tatlı su ve durgun sularda yaşar.
  • Metabolizma: Mikroaerofiliktir, yani düşük oksijen konsantrasyonlarında daha iyi büyür.
  • Önemi: Çevresel olarak önemlidir ve sucul ekosistemlerde organik maddelerin ayrışmasına katkıda bulunur. Ayrıca, mikrobiyoloji laboratuvarlarında hareketli bakterilerin incelenmesi için model organizma olarak kullanılır.

4-Spiroketler

Spiroketler, ince, uzun ve spiral şekilli bakterilerdir. Diğer spiral bakterilerden (spiril gibi) farklı olarak, esnek yapılıdırlar ve bükülebilirler. Bu esneklik, onlara benzersiz bir hareket yeteneği sağlar. Çoğu spiroket, Gram negatiftir ve zorunlu anaerob veya mikroaerofiliktir.

Spiroketlerin Genel Özellikleri:
  • Şekil: İnce, uzun ve spiral şekilli
  • Gram Boyanma: Genellikle Gram negatif
  • Hareket: Eksenel filamentler adı verilen özel yapılar sayesinde burgu şeklinde hareket ederler.
  • Habitat: Çeşitli ortamlarda bulunabilirler (su, toprak, hayvanların sindirim sistemi vb.).
  • Metabolizma: Zorunlu anaerob veya mikroaerofiliktirler.

Spiroket Örnekleri:
  • Treponema pallidum: Sifiliz hastalığına neden olan bir spirokettir.
  • Borrelia burgdorferi: Lyme hastalığına neden olan bir spirokettir.
  • Leptospira interrogans: Leptospiroz hastalığına neden olan bir spirokettir.

Treponema pallidum Hakkında Detaylı Bilgi:
  • Morfoloji: Çok ince, sıkı sarmal bir yapıya sahiptir.
  • Habitat: Sadece insan vücudunda yaşar.
  • Bulaşma: Cinsel temas yoluyla bulaşır.
  • Hastalık: Sifiliz hastalığına neden olur.
  • Tedavi: Penisilin gibi antibiyotiklerle tedavi edilebilir.

5-Pleomorfik bakteriler

Pleomorfik bakteriler, sabit bir şekle sahip olmayan ve farklı morfolojik formlar (şekiller) sergileyebilen bakterilerdir. Bu bakteriler, çevresel koşullara veya yaşam döngülerinin farklı evrelerine bağlı olarak şekil değiştirebilirler. Örneğin, bazı pleomorfik bakteriler, besin kaynaklarının azaldığı durumlarda küçülebilir veya farklı şekillere dönüşebilirler.

Pleomorfik Bakterilerin Genel Özellikleri:
  • Şekil: Sabit bir şekilleri yoktur, çeşitli formlarda bulunabilirler (kok, basil, filamentli vb.).
  • Hücre Duvarı: Bazı pleomorfik bakterilerde hücre duvarı bulunurken, bazılarında bulunmaz.
  • Gram Boyanma: Pleomorfik bakteriler, hem Gram pozitif hem de Gram negatif türleri içerir.
  • Habitat: Çeşitli habitatlarda bulunabilirler (toprak, su, bitkiler, hayvanlar vb.).

Pleomorfik Bakteri Örnekleri:
  • Mycoplasma: Hücre duvarı olmayan, pleomorfik bakterilerdir. İnsanlarda ve hayvanlarda çeşitli hastalıklara neden olabilirler (pnömoni, ürogenital enfeksiyonlar vb.).
  • Corynebacterium: Çubuk şeklinde veya klup şeklinde olabilen pleomorfik bakterilerdir. Difteri hastalığına neden olan Corynebacterium diphtheriae bu gruba dahildir.
  • Actinomyces: Filamentli yapıda, dallanabilen pleomorfik bakterilerdir. Ağızda ve bağırsaklarda normal flora olarak bulunurlar, ancak bazı türleri enfeksiyonlara neden olabilir.
  • L-form bakteriler: Hücre duvarı olmayan, çeşitli bakteri türlerinin L-form adı verilen pleomorfik varyantlarıdır. Genellikle antibiyotik tedavisi sırasında ortaya çıkarlar ve enfeksiyonların tekrarlamasında rol oynayabilirler.

Pleomorfizmin Önemi:
  • Pleomorfizm, bakterilerin değişen çevre koşullarına uyum sağlamasına ve hayatta kalmasına yardımcı olabilir. Ayrıca, bazı pleomorfik bakterilerin antibiyotiklere karşı direnç geliştirebildiği düşünülmektedir. Bu nedenle, pleomorfik bakterilerin hastalık yapma potansiyellerinin ve tedaviye yanıtlarının anlaşılması önemlidir.






Yorum Gönder

Yukarıya Çık